

FENERBAHÇE - Kasımpaşa: (2 - 0)
Alex’in tek başına kazandırdığı kaçıncı maç hesaplamadım ama gene kazandırdı işte. Tabii çok önemli bir 3 puanı beraberinde getirerek. Tabii bu kez tek başına demek Volkan’a haksızlık olacağı için onun adını da ayrıca yazmak gerekiyor.
Maça çok iyi başlayan takım dakikalar ilerledikçe yavaşladı. Bu yavaşlamada neden olarak Aykut Hoca’nın macera aramadığını anlattığı
Kasımpaşa kapanarak ve tamamen geriye yaslanarak oyuna başladı. İlk devre boyunca bir lig maçında rakip kaleciyi bir şutla bir de birlikte gelinen tek bir akınla yoklayan bir takıma karşı oynamanın zorluğu ortadadır. Belki Fenerbahçe’nin çok daha fazla orta yapması, çok daha fazla şut çekmesi golü erken bulmasına yardımcı olabilirdi. Ne var ki bu eylemler peşinden top kayıplarını da getireceği için pek istenilmiyor. O zaman da yavaş futbol oynanıyor tepkileri ile karşılaşmak kaçınılmaz olmakta. Parola artık anlaşıldı: Dikkatli oyna gol yememeye çalış nasıl olsa atarsınız.
İlk yarının golsüz biteceği düşünülürken bir faul atışı kazanıldı. Alex gol atacağı içine doğmuşçasına yeri konusunda hakemle ilk kez şahit olduğumuz bir tartışmaya girişti Hatta pek yapmadığı bir şey yaparak hakem, mesafeyi adımlamak üzere arkasını döndüğünde iki kez topu 30-40 santim ileriye almaya çalıştı. Hakem geri dönerek müdahale etti. Sonra da o müthiş serbest vuruş golünü attı. Günün başarılı kalecisi uçtuğu halde çaresiz kalmıştı.
Gökhan Gönül karın sakatlığı nedeniyle fazla çıkamadıysa da savunmada osun, ilerde olsun çok olumlu hareketleriyle alkış aldı. Selçuk tam futboluna yeni değerler katmıştı ki sakatlık şanssızlığına yakalandı. Tıpkı futbolunu ilerlettiği sırada sakatlanan Uğur gibi. Şimdi 3 hafta takımından uzak kalacak. Tabii Uğur’un ki çok daha uzun sürmüştü. Takımın bir diğer iyilerinden olan Lugano neredeyse golünü gene atacaktı ama olmadı. Aynı korner taktiğini bu maçta da uygularken önü çok kesildi. “Aragones Mirası” olan “kornerlerde topu ceza sahasının dışından izleyerek topa doğru koşmak” taktiğinde hakemlerimiz biraz dikkatli olsa Lugano takımına çok penaltı kazandıracak. Zaten çok sert oynayan Sancak Kaptan Lugano’yu tutma görevini yerine getirmek için ellerini kullanarak yolunu kaç kez kesti saymadım ama hakem bunlardan hiç birisini göremedi. Bu hareketli korner taktiğinin panzehir’inin alan savunması olduğunu kıymetli hocalarımız da, yorumcularımız da göremiyor. Lugano’nu ne yaptığını anlayıp yazan tek bir yorumcu okumadım, dinlemedim.
Kasımpaşa kapanarak savunma yapınca sertliğe başvurması da kaçınılmaz olacaktı. Oldu da ama hakem sarı kartlarında gene çok geç kaldı. Bu da MHK’nın Fenerbahçe taktiği olarak kabul edilip mücadele yolları aranmalı. Ne yazık ki seyirci bu konularda zayıf kalmakta. Şarkılar, davullar yerine maçı izleseler çok daha yararlı olacak. Hakemle mücadeleyi sadece küfür etmek sanıyorlar. Oysa hakemi de sert oynayan rakip oyuncuyu da gözlem altına alıp sık sık protestolarla bezdirecek olsalar seyircinin maça katkısı çok daha fazla olacak. Şarkılı sloganlı gürültüler çıkarmanın takıma hiçbir katkısı yok. Rakip oyuncu da bundan zevk duymakta. Oynadığı takımın kadrosunda olmak bu maçta oynamak onun için gurur verici hale gelmekte, kendisini daha fazla göstermeye çalışmakta. Seyirci ise kendi arasında, tribünler arasında sloganlarla iyi bir eğlenceye gitmişçesine mutlu olmakta. Takımına yararı ise çok az. Örnek: Beşiktaş Çarşı
Volkan hem uçarak yaptığı birkaç müthiş kurtarışla, hem de kurtardığı penaltıyla Alex’ten sonra maça damgasını vuran 2. oyuncu oldu. Zaten şampiyonluklara bçyle ulaşılmakta. Bir maçta bir oyucu yıldız olurken bir maçta da kalecileri yıldız olmakta. Yobo sebep olduğu penaltı öncesi o andaki oyuna konsantre olmamanın verdiği hatayı yapıyordu. Sol tarafa gönderilen yüksek pası son anda fark edip kafası ile önüne indirmeye çalışırken eliyle yaptığı kontrole hakem penaltı düdüğünü çalıveriyordu. Bu hata dışında başka hatası ile karşılaşılmasa da mikser medya ertesi gün onun tüm performansını sorgulamaya başlamıştı bile. Maç sırasında Dia ile Niang’ı yer değiştirdiklerinde ayırt etmek çok zor. Tabii sırt numaraları tam görülmediğinde. Ne var ki ikisinin de performanslarında düşüş var. Tıpkı derbi maçına göre diğer tüm oyuncularda olduğu gibi. Dileriz “İstanbul’un Gece Hayatı” hiç birisine yaklaşmadan teğet geçer.
Fenerbahçe bu galibiyetle liderliğe yükseldi. Bu yeri bir günlük mü ele geçirdi, bir haftalık mı yoksa lig sonuna kadar mı sonraki maçlara bakacağız. Gelecek maçta buluşmak üzere hoşça kalın.
YMM. Okan İnanç