23 Kasım 2010 Salı

Sn.Okan İnanç'tan 13. Hafta (Fenerbahçe-Bucaspor) Maç Yorumu



FENERBAHÇE - Bucaspor : (5 - 2)

Fenerbahçe taraftarı için çifte mutluluk taşıyan bir hafta geçti. Maç, taraftarın sevgilisi Alex’in üç bininci golü atmasıyla başladı. Hem de 30’lu saniyeler de atmasıyla. Sonra da arkası geldi. Güzel futbola eklenecek bir başka sıfat daha vardı, o da etkili futboldu. Orta sahada pres yapanları da vardı, göze güzel görünmesine ek gollük pasları verenler de vardı. Bu futbol Fenerbahçe’yi bu hafta izlenen takımlar içinde en kaliteli futbolu oynayan takım olarak göstermekteydi.

Ne var ki ikinci yarıya 3 – 0 önde başlayan Fenerbahçe takım olarak bu skoru da, bu güzel futbolu da yeterli bulmuş olacak ki bu futbolu bıraktı ve durdu. O kadar geriye çekildiler ki Alex ile Yobo sık sık iki ellerini yandan iterek devamlı arkadaşlarına “ileri çıkın” deme zorunluluğu duyuyorlardı. Top ayağına gelen oyuncu boş arkadaşını bulmakta zorlanınca ya ayağındaki topu kaptırıyor ya da zor durumda bulunan arkadaşına gönderdiği topu o kaptırıyordu. Önce kalesinde tehlikeler yaşamaya başladı sonra da golü gördü. Tabii yenilen gol biraz hareket getirdi. Hareket gelmesi de golleri getirdi.

Takımın iyileri ile vasat oynayanları ilk yarı, ikinci yarı diye ayıracak olsak başka başka değerlendirmeler ortaya çıkacaktır. Bu nedenle maçı bütünü ile ele almak daha doğru olacaktır. Volkan çok zor kurtarışlar yaparken serbest atıştan gelen topa çıkmamasını hata olarak değerlendirenler de vardı. Savunmada Bekir, başarılı futboluna devam eden Yobo ile iyi bir ikili oluşturmaya başladı ve Blica’dan daha iyi olduğunu da gösterdi. Birisi Brezilya Ulusal takımında sol bek, diğer Türk Ulusal takımının sağ beki. Gökhan Gönül hem savunmada gelen rakiplere yapışarak yaptığı preslerle hem de ileriye mükemmel çıkışlarındaki gole yakın oyunuyla kat kat üstün bir futbol oynuyordu. Santos’un en kötü yönü maçı da rakibi de önemsemeyen ve izleyiciye ters gelen ilginç top oyunlarıydı. Tabii bu ilginçlikler top kayıplarına da neden olunca seyirci tepkileri de gelmeye başladı. Bilica sanki ileriye pas atmamaya yemin etmiş görüntüsüne devam etmekte. Nasıl bir anlayış içinde olduğunu tahmin etmek de çok zor. Hocasının bunu istemesi halinde bile itiraz edip, “gerektiğinde ileriye atabilmeliyim hocam” demesi gerekir ki bir hocanın “orta sahada ayağına gelen her topu ya yanındakine ya da arkandakine ver, boş da olsa sakın ilerdeki oyunculara atma” demesi kadar saçma bir şey olamaz. Bu nedenle yuhalamalardan maç sonuna kadar o da nasibini aldı.

Aslında maç sırasında kendi futbolcusunu yuhalama tribün ayıbının hortlamasına ve moda olmasına Beşiktaş seyircisi neden oldu. Tribün Amigoları’nın yakınlığı dedikodularının gerçek olduğu düşüncesi akla gelmekte. Önce Santos sonra da Bilica bundan nasibini aldı. Sahada kendi seyircisi tarafından oyuncu ile bir empati yakınlığı kuracak olursanız bu oyuncu nasıl futbol oynayabilir düşüncesi aklınıza gelecektir. Sadece o oyuncu değil arkadaşlarının da morali sıfıra inecektir. Bu ayıba mutlaka son verilmelidir.

Alex 3001-3002-3003 almış başını giderken her takımın başına böyle bir futbolcu gerekli düşüncesindekiler haklı çıkıyordu. Orta sahada ayağına gelen topları kime atacağını önceden kararlaştırdığı gibi durumun değişmesi halinde aniden bu kararını değiştirebiliyordu da. Koşması gerektiğinde her golcünün yaptığı gibi herkesten önce rakip penaltı noktası civarına yetişiyordu. Üç binlikli üçlemesini de bu becerileriyle tamamladı bu ona hem yakıştı hem de büyük bir ödül oldu.

Niang’ın nasıl bir golcü olduğu attığı golden belli olurken Fenerbahçe’nin ona onun da Fenerbahçe’ye yakıştığı ortaya çıkıyordu. Semih’le ver-kaç yaparken onun kendisine o pası vereceğinden emin, kaleye arkası dönükken, 360 derece dönerek önüne geleceğini tahmin ettiği topu şutlayarak kalecinin uzanamayacağı uzak direğin dibine gönderiyordu.

Fenerbahçe sakatları iyileştikçe gücünü göstermeye devam ediyor. Yalnız ikinci yarıda da sakatlıklarla, kart cezalarıyla çokça karşılaşılacağı kesin olduğundan devre

arası takviyesinin de gerekli olduğu anlaşılmakta. “Devre arasında alınacak iyi futbolcu bulunamaz” görüşü bence yanlış. Dünyanın önde gelen takımlarının kadrolarına alınıp ilk onbirlerde yer bulamadıkları İçin kırgın olan çok sayıda kaliteli futbolcu devre arasını beklemekte. Fenerbahçe bu maçın ilk yarısındaki futboluyla şampiyonluk adaylarından birisi olduğunu gösterdi. Gelecek hafta buluşmak üzere hoşça kalın.

YMM. Okan İnanç

okaninanc@superonline.com

http://www.yenicagymm.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder