Gece yatağına yatıp ışıklar söndüğünde,kah forvet olup goller atmış , kah kalesinde devler yaratmış, Kah Can,Leter,Kah Rıdvan,Alex olurmuş...
Maça gideceği günün öncesi gece uyuyamamış,bir aksilik olur da gidemezsem diye karın ağrıları çekmiş, maç için evden çıkma saati bir türlü gelmemiş...
Küçük bir çocuk olarak gittiği tribünde,ürkek ama bir o kadar çoşkulu bir şekilde tezahüratlara katılmış sonra boğazlarını patlatmış...
Büyümüş okullu olmuş, orada de rengini belli etmiş, arkadaşlarıyla okulu kırıp hafta içi kupa maçına gitmiş...
Stadın önünde gişeler açılsın diye sıra beklemiş, aynı yağmurda ıslanmış, ayağı çukura girmiş çorabını sıkarak suyunu çıkarmış...
Cebinde kalan yemek parasını, arkadaşa bilet lazım fonuna atmış, 3 tanesi bilmem kaç kuruş simitle idare etmiş,onlarıda paylaşmış...
Flört zamanı kız arkadaşı ile buluşmalarını,Fenerbahçe maçlarına göre ayarlamış, gitmesi gerektiği bir deplasmanda ayrılmışlar...
Spor Toto oynarken bankosu belliymiş,süpriz kuponu tutsa 12 puanlık hafta olurmuş...
Ligin sonları yaklaştıkça ,matematik profesörü tadında hesaplamalar yapar,Fenerbahçe'sini şampiyon yapacak formülü bulurmuş...
Fenerbahçe marşı çalınan bir düğünde evlenmiş, sonra çocukları olmuş,Adı Ogün,Selçuk,Cemil'miş...
Feneriumdan önce zamanlarmış, fakat, çocuğun patiğinden tulumuna her renk sarı lacivertmiş,bütün hayatında olduğu gibi...
O aslında Fenerbahçe'ymiş, her kötü netice ertesinde iş yerinde manalı bakışların odağıymış...
Topu görse bomba diye karakola gidenler,onu kızdırmaya çalışır, aynı zamanda Fenerbahçe ile her konunun en bilgili danışmanıymış...
En önemli maç öncesi "Bilet Bulubilirmiyiz?" "Bu hafta ne yaparız?","Şampiyon olabilecekmiyiz?" sorularının tek adresiymiş...
Rahatsızlanmış ameliyat olmuş,ameliyattan çıktığında maçı sormuş, dikişleri alınmadan maça gelmiş...
Milli maç bile izlerken ,Fenerbahçe'li futbolcuyu ayrı seyreder, onun golünde asistinde,kurtarışında bambaşka sevinirmiş...
Fenerbahçe'li olduğunu söyleyen sanatçıyı çok sever,yarışma programında Fenerbahçe'li olduğunu açıklayan yarışmacıya dua edermiş...
Ratingi artsın diye Fenerbahçe TV'yiaçık bırakıp evden çıkan apartman görevlisinin sırtını sıvazlarken gözlerinden akan yaşlara hakim olamazmış...
Hangi yaşta olursa olsun, Saraçoğlu basamaklarını aynı heyecanla koşa koşa çıkarmış bir an önce sahayı görsün diye...
Hep destek, tam destekler slogandan öte hayat tarzıymış, ilk ve tek kavgasını kendi futbolcusuna küfreden bir adamla yapmış...
İnancı kendine kalsın ama, belki de hayatta hiç bir şeye tuttuğu totem kadar inanmamış...
Maç çorabı ,forması,atkısı seçilir,gidilecek yol özenle belirlenir gün gelir uğursuz ayakkabı çöpü boylarmış...
Bu renkdaş kim biliyormusunuz?
Bu renkdaş kim değil kimse değil...
Bu bir kimlik işte böyle bir şeydir FENERBAHÇE'lilik...
Mehmet Ali Mesruoğlu
http://twitter.com/#!/maliron